Neden, Kafkasya bölgesindeki son siyasi ve askeri gelişmelerden ve ardından, işgal altındaki Dağlık Karabağ'ın bir kısmı ile ilgili kalan çözülmemiş sorunlar sonrası niçin Azerbaycan cumhuriyeti medyası ve sanal ortamı Azeri halkın yaşadığı bölgelerin en tanınmış fakih ve müçtehitlerinden Ayetullah Seyyid Hasan Amoli’ye karşı yoğun bir psikolojik ve medya propagandası başlatılmış bulunmaktalar?
Arannews :Bu medya saldırısından hangi uluslararası siyasi cephe fayda sağlıyor ve hangi kesim zarar görüyor? Bu olumsuz ve yıkıcı propaganda Azerbaycan, İran ve Türkiye halklarının hangi sorununu çözmektedir?
Kuşkusuz, Sovyetler Birliği'nin çöküşünün başlangıcından bu yana, Dağlık Karabağ'da iki özel cephe her zaman karşı karşıya gelmiştir:
1- Ermeni Taşnak terör hareketini kullanarak, ayrıca Avrupa'nın ve işgalci Filistin rejiminin tam desteğini arkasına alan, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Rusya dahil olmak üzere Hıristiyan ülkelerin ortak komutasındaki Uluslararası Siyonizm ve Haçlı cephesi
2- İslam topraklarını [Dağlık Karabağ] savunmak ve Ermeni işgaline karşı koymak ve Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında düşmanın ilerlemesini engellemek konumunda bulunan Azerbaycan cumhuriyeti halkı ve devleti ile İslam Dünyası Cephesi.
Bugün, İran ve İslam İnkılabı'nın bilge liderine hakaret ve Erdebil vilayetindeki Veliyyi Fakih’in temsilcisi Ayetullah Seyyid Hasan Amoli'ye sürekli iftira ve hakaretler bağlamında İran İslam Cumhuriyetine karşı psikolojik propaganda ve medyanın anahtar kelimesi, "İran'ın Karabağ savaşında Ermenilere destek verdiği" yalanıdır. Halbuki, Ermeni işgalinin başlangıcından itibaren küresel ve bölgesel düzeyde Azerbaycan Cumhuriyeti halkına ve devletine korkusuzca destek veren tek ülke İran İslam Cumhuriyetiydi. Dağlık Karabağ savaşının ta ilk başından itibaren Ermenileri işgalci, saldırgan ve zalim olarak nitelendiren İslam dünyasının tek ve yegâne şahsiyeti Ayetullah Seyyid Ali Hamanei’di. Öyle ki son otuz yılda çok net ve açık bir şekilde şunu ifade etmişlerdir: "Dağlık Karabağ İslam yurdudur ve tüm bu topraklar işgalden kurtarılıp Azerbaycan Cumhuriyeti'ne iade edilmelidir."
Bu doğrultuda Ayetullah Seyyid Hassan Amoli tanınmış en meşhur İranlı şahsiyetlerinden biri olarak, 20 yıllık Erdebil Cuma İmamlığı ve o vilayetteki Dini Liderin temsilcisi olarak açık bir şekilde gerek Cuma namazı hutbelerinde olsun gerekse siyasi tavırlar sergilemek suretiyle, Karabağ topraklarının kurtarılmasında Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kesin hakkını savunmuş ve işgalci Ermenilere lanetler yağdırmıştır. Öyle ki 44 günlük Dağlık Karabağ savaşı sırasında işgalcilere karşı savaşmaya ve Dağlık Karabağ'ı kurtarmaya hazır olduğunu ilan etti ve ülkenin dört kuzeybatı ilindeki Veliyyi Fakih’in temsilcileriyle ortaklaşa Azerbaycan halkını desteklemek yönünde güçlü ve kararlı açıklamaların yer aldığı bir bildiri yayınladı.
امیر ثابت, [26.09.21 16:31]
Ancak İslam İnkılabı Lideri ve Erdebil vilayetindeki temsilcisinin güçlü dini ve siyasi tutumlarına ve tüm bu söylenenlere rağmen, İran'ın Dağlık Karabağ'daki destekleyici tutumunu zayıflatmak ve Ayetullah Amoli'ye hakaret ve iftira etmek hiç kuşkusuz uluslararası Siyonizm ve CIA ve Mossad ajanlarının planlayarak hayata geçirmeye çalıştıkları uğursuz bir komplodur. Çünkü Dağlık Karabağ'ın işgalindeki bu Ermeni yanlısı cephe, İran İslam Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ'ı savunmadaki sağlam duruşunun, yüzeysel çıkarlardan kaynaklanan bir siyasi konumdan değil, dini inancın Müslümanları ve mazlumları destekleme yönündeki tezahüründen kaynaklandığını çok biliyor. Uluslararası Siyonizm’in kurnaz unsurları bilmektedir ki, ilim, amel, lütuf, takva mertebelerine sahip, cesaret ve direniş vasfı ile süslenmiş olan Ayetullah Amoli, Lübnan'daki Seyyid Hasan Nasrallah gibi bir şahsiyet haline gelmiştir. Dağlık Karabağ Tüm din alimlerinin ve İran kamuoyunun Karabağ sorununda Azerbaycan Şii milletinin destekçisi olduğu inkâr edilemez bir gerçektir, İslam dünyasının baş düşmanı ancak şunu da çok iyi biliyor ki, bilge liderin varlığından sonra Azerbaycan halkını savunma ve Siyonist İsrail rejiminin komplolarını ifşa etme, Kafkasya'da Dağlık Karabağ sorununun şimdiye kadar neden çözülemediği gerçeğinin ortaya çıkarılmasında konusunda Ayetullah Amoli'nin tutumu özel bir önem taşımaktadır.
"İran'ın Dağlık Karabağ'daki tüm hizmetlerini kanalizasyona döküyoruz" gibi çirkin bir ifade kullanan Azerbaycanlı politikacı, yazar ve medya adamı, Gobadlı ve Zengilan'da 400.000 Azeri kadın, çocuk, yaşlı ve gencin hayatlarının gerçek bir kuşatma ve katliam tehlikesi altında olduğu ve İran silahlı kuvvetlerinin Ermenilere yönelik topçu ateşiyle kurtarıldığı günlerde bu sahte davacılar neredeydi? Kendi ev ve yurtlarından edilmiş bir milyonu aşkın Azerbaycanlı vatandaş ve mülteciyi bağrına basarak Kurtaran İran mıydı yoksa iç savaş ve tefrika bataklığında boğulmakta olan Halk cephesi mi? Araz kıyılarında Bilgan ve Bakü'ye doğru ilerleyen Ermeni saldırganlığına karşı İran yardımcı güçleri silaha sarıldığında, ABD İran'ı mı uyardı yoksa sahte İsrail rejimini ve Müslüman ülke Türkiye'yi mi? Tabii ki Amerika aynı dönemde, İran'dan hemen çok ağır bir yanıt aldı.
Haydar Aliyev'in şu sözünü tarihi hafızanızdan nasıl silebilirsiniz: "Bu adam benim kardeşimdir ve İran'dan gelmiştir ve Doğu Azerbaycan vilayetinin valisidir. Onlar olmasaydı ben bugün hayatta olmazdım donup kalmıştım diyorum. "
Azerbaycan siyaset adamları ve mesuliyetini müdrik medya organları Ayetullah Amoli'nin, "İran dünya siyasi haritasından silinecek ve 2024'e kadar bölünecek" diyen Azeri Milletvekilini kınamasına tepkide bulunacaklarına ve onun haklı ve mantıklı konuşmasına tepki göstereceklerine İslam dünyası ve İran’a hıyanet eden bu Azerbaycanlı siyasetçinin saçma sapan açıklamaları karşısında tavır ortaya koymalılar.
Medyanız ve politikacılarınız Azerbaycan yönetiminin ve eski başkanları Haydar Aliyev'in siyasetlerine mi tabiiler yoksa uluslararası Siyonizm’in paralı konumundalar mı? Azerbaycan’ın Müteveffa Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in şöyle bir ifadesi olduğu ne çabuk unutulmuştur:
"Azerbaycan cumhuriyeti cumhurbaşkanı olarak İran ülkesi ve toprak bütünlüğünün koruması ve onun sınırlarının kesinlikle tartışılmasız olması Azerbaycan devleti ve halkı için kutsal bir mesele olarak kabul edilmektedir.
Haydar Aliyev'in bu sözü, İslam düşmanları ve İran ve Azerbaycan’ın ortak düşmanlarının meşum nağmelerine atfen "kutsal mesele" kelimesini kullanıldığını biliyor muydunuz?
امیر ثابت, [26.09.21 16:31]
Aldatılmış ve vehme kapılmış politikacılar ve medya, İran'ın dünya siyasi haritasından çıkarılması gibi yaftaları hangi tarihsel ve siyasi mantıkla mırıldanıyorlar? Siyonist rejimin bu hayali planının tasarımcısı olarak kabul ediyorsanız ve onun gücüyle gurur duyuyorsanız, bilin ki o rejim örümcek evin üzerine yuva kurmuştur ve Lübnan Hizbullahı ve Filistinli Müslüman cihatçı direniş gücüne karşı dehşet ve korku içinde kendisi için toprağın en derinliklerinde sığınak inşa etmiştir. Büyük direniş gücü Dünya kendine bir sığınak inşa etmiş ve Batı Asya'da İran'la değil, hatta İran nurunun ışınlarıyla yüzleşme gücüne dahi sahip değil.
İran'ın parçalanması, Azerbaycan ve Türkiye'nin güç kazanması arzusuyla, bu çirkin sözleri komşu ülkelerdeki politikacıların ve medyanın ağzına koyanlar bu uğursuz planı uygulamadan önce, Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin parçalanması için kesin plan hazırladıklarını çok iyi biliyorlar. İran'a karşı savaşta haçlı ve Siyonist düşmanın hiçbirinize merhamet edeceğini sanmayın. Roma ve İran savaşlarında, İran'ın Batı'daki cephe devletleri olan sizin ve şimdiki milletlerin toprakları, Romalılar tarafından yağmalanmadı mı? Ve İran’ın öteki eyaletleri savaş sırasında ateş altına almamışlar mıydı? Bu tarihin vermiş olduğu bir derstir ki savaş sırasında hain olan kimse daha fazla kayıp vermiştir. Bunun bir örneği, gözlerinizin önünde Roma işgali sırasında paralı asker olan ve düşmanın dönüşü anında yok edilen, katledilen ve yerinden edilen Ermenistan'ın tarihidir.
Açıkça belirtmek isterim ki, Allah'ın yaratışının doğası ve İran, Türkiye, Azerbaycan Cumhuriyeti, Irak, Suriye ve Arap ve İslam ülkeleri milletlerinin tarihi kaderleri öyle iç içedir ki, barış, dostluk, safa ve samimiyet içinde yaşamaktan başka bir çareleri yoktur.
Bu bağlamda, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı duymanın ve ortak düşmanların komplolarına karşı uyanık olmanın yanı sıra, İslam toplumlarının manevi erkanının kapasitesini dikkate almak gerekir. Bugün Seyyid Hassan Nasrallah ve Seyyid Hasan Amoli'lerin varlığı ve onların İran İslam İnkılabı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei’nin maneviyat ve değerli fikirlerinden ilham almalarını İslam toplumları için büyük bir nimet ve ilahi bir hasene, direnişin güçlü bir kalesi olarak kabul etmek, Haçlı, Siyonist ve Taşnak düşmanları karşısında şeytani vesveselerle İslam toplumlarının maneviyat ve temel rükünlerini yok etmeye izin vermemek gerekir.
İran'ın kuzeybatı sınırlarında İslam İnkılabı Devrim Muhafızları ordusunun düzenlediği askeri tatbikat ve kendi kudret ve imkanlarını sergilemesi ile ilgili olarak bilmeniz gerekir ki, Azerbaycan hükümeti ilk etapta İran İslam Cumhuriyeti ile iyi komşuluk ilişkisi içinde olmak ve işgalci Ermenilerin saldırganlıkları ve tecavüzleri karşısında İran devleti ve milletinin verdiği destek ve hizmetleri takdir etmek amacıyla ilk önce Ermenistan’la olan savaşta gönüllü olarak Azerbaycan silahlı güçlerini silahlandıran, teçhiz eden ve eğitim veren ve hatta bu uğurda şehid veren İran İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerini askeri tatbikat için davet etmeli ve ondan sonra öteki İslam ülkelerini davet etmeliydi. Şimdi bunu yapmadıklarına göre, Devrim Muhafızları'nın varlığını Emir el-Müminin Ali (a.s)'ın bu buyruğunun bir ürünü olarak bilin ve İslam İnkılabı Muhafızları'nın gücü ve kudretiyle gurur duyun:
"والله لا اكون كلضبُ: تَنَامُ عَلى طُل الدّمِ ، حتّي يَصِلِ ِلَيَهَ طَالِبُها و ...."
Yani: " Vallahi arayanı ona ulaşıncaya kadar kan üzerinde uyuyan sırtlan gibi olmayacağım."
Bu makale, sadece Karabağ'ın kurtuluşu için cereyan eden 44 günlük savaşta, Azerbaycan Şii halkının müdafaası ve Ermenilerin tarihi suçlarının teşhir edilmesi yönünde 44'ten fazla makale yazan bir tarihçinin eseridir.
Mir Nebi Aziz Zadeh / Azerbaycan sınır muhafızları tarihi araştırmacısı
23 Eylül 2021 / 1 Mehr 1400